20 Aralık 2015 Pazar

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye’nin Uyguladığı Güvenlik Stratejisi-4:2001 yılına kadar olan dönemde Ortadoğu'da uygulanan güvenlik stratejisi.

Ortadoğu’da meydana gelen gelişmeler.
Türkiye’nin çevresinde diğer önemli gelişmeler ise Ortadoğu’da ortaya çıkmıştır. Bu bölgede temel sorunlar; Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin bölgelerinden kaynaklanmıştır. Bu sorunlardan en önemlisi Irak’ta ortaya çıkan sorun olmuştur. 2 Ağustos 1990 günü Irak birlikleri Kuveyt’i işgal etmeye başlayınca Ortadoğu’da tüm dünyayı etkileyecek gelişmeler başlamıştır. Bu işgal; BM, İslam Konferansı Örgütü, AB ve NATO gibi örgütlerin yanında çok sayıda devlet tarafından da derhal kınanmış ve 6 Ağustos günü BM Irak’a karşı kapsamlı bir ekonomik ambargo kararını onaylamıştır. Aynı gün Suudi Arabistan, ABD askerlerini ülkesine davet etmiş, bu karardan kısa süre sonra Türkiye ve Suudi Arabistan petrol boru hatlarını kapatmışlardır.[1]
Körfez krizi, Batılılara Türkiye’nin önemini yeniden göstermiş,[2] ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’ye gelerek; Türkiye’nin ekonomik kaybının karşılanacağını, ABD’nin Kürt politikasının değişmeyeceğini ve Saddam’a karşı isyana hazırlanan Celal Talabani’ye destek verilmeyeceğini iletmiştir. Saddam, tüm baskılara rağmen geri adım atmayınca ABD ve batılı ülkeler denizden abluka kararı almışlardır. Türk hükümeti TBMM’ye, abluka için savaş gemisi gönderme yetkisi için başvurunca Irak buna sert tepki göstermiş ve bunu düşmanca bir tutum olarak kabul edeceğini bildirmiştir.[3] Bu arada ABD’nin teklifiyle BMGK 19 Eylül 1990 günü Irak’a hava ablukası uygulanmasını kabul etmiştir.[4]
Abluka ve yaptırımlar başarısız olup BMGK 29 Kasım 1990 günü askeri müdahaleyi onaylayarak Irak’a 45 gün süre tanıyınca Türkiye muhtemel Irak saldırılarına karşı NATO Çevik Kuvveti’nin hava unsurunun 15 Ocak 1991 tarihine kadar kendi topraklarında konuşlanmasını talep etmiştir.[5] 11 Ocak günü ABD’ye ait 20 nakliye uçağı, bir iki gün içinde de Almanya, Belçika ve İtalya’ya ait 42 savaş uçağı Erhaç Hava Üssü’ne gelmiştir. Savaş beklendiği gibi kısa sürede sona ermiş, Irak Kuveyt’ten çıkarılmış, Irak’ın güney ve kuzeyinde bazı bölgeler uçuşa yasak bölge ilan edilmiştir. Bu durum 1991’den itibaren Türkiye üzerinde çok boyutlu etkiler yaratmıştır. Bu süreçte PKK bir iç sorun olmaktan çıkmış ve bir dış politika meselesi olmuştur. 1990’lı yıllarda Kuzey Irak’ta çıkan güç boşluğu için önemli sorunlar yaratmıştır. [6]
Bu dönemde diğer önemli hususlar; İran ve Suriye’nin PKK terör örgütüne destek vermesi ile Lübnan’daki gelişmeler olmuştur. Türkiye, Irak’ın kuzeyinde oluşan boşluktan yararlanarak buraya üslenen PKK terör örgütünü etkisiz hale getirmek için Irak’a yönelik operasyonlar gerçekleştirmiş, Suriye’ye karşı ise Abdullah Öcalan’ı barındırması ve PKK’ya destek vermesi sebebiyle kriz yönetimi uygulanarak bu ülkenin Öcalan’ı sınırları dışına göndermesi sağlanmıştır. Türkiye’nin Suriye’ye karşı denge sağlamak için attığı diğer bir adım da İsrail ile stratejik işbirliğine gitmek olmuştur. Böylece Yunanistan ve PKK ile işbirliği yaparak Türkiye’yi kuşatmaya çalışan Suriye iki taraflı kuşatmaya maruz kalmıştır.
Hafız Esat’ın ölümü üzerine Türkiye cumhurbaşkanının cenaze törenine katılmasıyla ilişkilerde yumuşama dönemi başlamıştır. Beşar Esat’ın, ülkesinin yalnız kaldığını görmesi ve Batı tehdidini hissetmesi üzerine ilişkilerde olumlu bir ivme yaşanmıştır. Lübnan’daki gelişmeler ise Türkiye’ye doğrudan bir etkide bulunmasa da Ortadoğu’da istikrarın bozulması açısından önemli olmuştur. Lübnan’daki sorun, Mayıs 2000’de İsrail’in, işgal kuvvetlerini Lübnan’dan geri çekmesi ile başlamış ve ortaya iki yeni sorun çıkmıştır. Bunlar; Lübnan’daki Suriye birliklerinin geri çekilmesi ve Hizbullah’ın silahsızlandırılmasıdır.[7] 11 Eylül 2001 olaylarına kadar bu sorunların çözümü bölgede önemli konular olmaya devam etmiştir.

Makalenin kalan kısmını oluşturan bölümleri okumak için:




[1] Ertan Efegil, Körfez Krizi ve Türk Dış Politikası Karar Verme Modeli, Gündoğan Yayınları, İstanbul, 2002, s. 47-53.
[2] Soli Özel, Soğuk Savaşın Bitmesi Türkiye’nin İşine Gelmedi, Mülakatlarla Türk Dış Politikası, Cilt 4, USAK Yayınları, İstanbul, 2011, s. 283.
[3] Efegil, a.g.e., s. 54-58.
[4] Efegil, a.g.e., s. 62.
[5] Efegil, a.g.e., s. 73-75.
[6] Ümit Özdağ, Türkiye, AB İle İlişkilerini Hızla Tam Üyelik Süreci Dışına Taşımalı, Mülakatlarla Türk Dış Politikası, Cilt 2, USAK Yayınları, İstanbul, 2011, s. 206.
[7] Özlem Türk, 2000’lerde Lübnan Siyaseti: Krizler, Suikastler ve Savaş Sarmalı, 11 Eylül Sonrası Ortadoğu, Editörler: Sedat Laçiner, Arzu Celalifer Ekinci, USAK Yayınları, Ankara, 2011, s.201-202.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder